Siyaset

Hakaretleriniz Atatürk Sevgimizi Bitiremez

BU YAZIYA PUAN VER


Atatürk’e hakaret ederek onu Türk milletinin yüreğinden sökeceğini zannedenlere acıyorum. Ne kadar nafile bir düşünce… Ne kadar basit, ucuz bir karakter örneği…
Siz ne Türk milletini, ne de Atatürk’ü zerre kadar tanımayan zavallılarsınız. Eğer Türk milletini biraz tanımış olsaydınız bu milletin yüreğine girenin bir daha çıkmayacağını bilirdiniz. Türk milleti kendisine yapılan iyiliği de ihaneti de unutmaz.
Çünkü Türk milleti geçmişinde neler yaşadığını çok iyi biliyor. Yenilgiyi, işgali, yokluğu, çaresizliği sonuna kadar yaşamış bir milletiz.
Türk milleti, Sarıkamış’ta 90 bin askerimizin kimin yüzünden donarak şehit olduğunu da biliyor. Çanakkale savaşını hangi kahramanın sayesinde kazandığımızı da…
Türk milleti, 1. Dünya savaşı sonunda kimlerin yurt dışına kaçtığını da biliyor. Kimin Samsun’a ayak basarak kendisini kucakladığını da…
Türk milleti Yıldız Sarayı’nda kimin İngilizlere uşaklık ettiğini de biliyor, kimin İngilizlerle savaştığını da…
Türk milleti, Sevr’i kimin imzaladığını da biliyor. Lozan’ı kimin imzaladığını da…
Türk milleti, kimin Yunan ordusu halifenin ordusudur dediğini de biliyor, kimin Yunanı İzmir’den denize döktüğünü de…
Türk milleti, kimin namusunu, karısını İngilizlere emanet ederek Malta’ya kaçtığını da biliyor. Kimin kendisine sahip çıkıp kaldığını da…
Bu millet, tarihini kitaplardan öğrenmedi beyler… Yaşayarak öğrendi, acı çekerek öğrendi, gözyaşıyla öğrendi, evladını şehit vererek öğrendi.
Anadolu’nun çilekeş anaları, Sakarya savaşında evladını hangi komutana emanet ettiğini çok iyi biliyordu… Mustafa Kemal’i biliyordu. Ona güveniyordu. Güvendiği için, onun önderliğinde bağımsızlığını kazanacağına inandığı için gözünü kırpmadan, ölümden korkmadan cepheye kağnılarla silah taşıdı.
Açlığın, çaresizliğin, tükenmişliğin pençesinde milyonlarca insan, Mustafa Kemal’in önderliğine inandı. Onun liderliğinde bağımsızlığını kazanacağına iman etti.
Atatürk’e hakaret etmeyi marifet sayan utanmazlar size soruyorum milletin kalbinde Mustafa Kemal sevgisini resmi tarih mi yarattı? Devlet yoktu ki resmi tarih olsun.  Kitap olsa da okuyacak millet yoktu. Çünkü millet cahildi, okuma yazma bilmiyordu ama suç kendisinin değildi. Suç milleti yüzyıllarca cahil bırakan, savaşlarda perişan eden Osmanlı’nındı.
Millet cahildi ama kimin kendisini kucakladığını, kimin kendisine ihanet ettiğini anlayacak kadar feraset sahibiydi.
Bu millet, kimin tarladaki mahsulünü elinden alıp aç bıraktığını da çok iyi biliyordu. Kimin sayesinde ürettiği mahsulü yediğini de…
Kimin zamanında okuma yazma öğrenemediğini de biliyordu. Kimin zamanında okuma yazma öğrendiğini de…
Siz ne derseniz deyin arkadaş. İsterseniz Atatürk’ü küçültmek için bir taraflarınızı yırtın…
Olmuyor! Olmuyor! Olmuyor! Ne yapsanız olmuyor! Olmayacak…
Neden olmayacak biliyor musunuz?
Çünkü biz Cumhuriyet döneminde insan yerine konulduğumuzu çok iyi biliyoruz. Osmanlı döneminde padişahın kulu olduğumuzu çok iyi biliyoruz.
En zor günlerimizde Anadolu’da kimin bizim yanımızda olduğunu, kimin bizimle beraber aynı kaderini paylaştığını çok iyi biliyoruz.
Vahdettin, İstanbul’da İngilizlere uşaklık ederken, Ankara’da çatısı akan, gaz lambası ışığı altında, tahta sıraların olduğu mecliste Mustafa Kemal’in ya İstiklal ya ölüm dediğini çok biliyoruz
Anadolu’da binlerce vatan evladı şehit olurken Mustafa Kemal’in cephede, vatan evlatlarıyla beraber olduğunu çok iyi biliyoruz.
Analar, oğlu Dumlupınar’da savaşırken “Oğlumun başında Gazi Mustafa Kemal gibi büyük bir komutan var. O varken biz savaşı kaybetmeyiz, Oğlum şehit olsun ama vatan sağ olsun” diyordu.
İnönü’de Vahdettin yoktu. Sakarya’da Vahdettin yoktu. Dumlupınar’da Vahdettin yoktu. Milletiyle beraber savaşan Mustafa Kemal vardı.
Mustafa Kemal sadece Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasına önderlik etmedi. Cumhuriyet’i ilan ederek padişahın kulu olmaktan kurtardı.
Onun sayesinde padişahın değil Allahın kulu olduğumuzu hatırladık. Bizlere insan olduğumuzu hatırlattı.
Onun sayesinde tarlada, ektiğimizi biçtiğimi padişah değil kendimiz yedik. İlk kez ürettiğimizi soframızda görmenin nasıl bir duygu olduğunu öğrendik.
Onun sayesinde devletin köyümüze, kasabamıza geldiğini, bize sarıldığını, halimizi hatırımızı sorduğunu gördük. Biz Atatürk sayesinde ilk kez devlete dokunduk, devletin bize gülümsediğini gördük.
Onun sayesinde köyümüzde okul gördük. Okuduk, yazdık, öğrendik, öğrettik…
Onun sayesinde fabrikalar gördük… Çalıştık, ürettik…
Onun sayesinde memleketin dört bir yanının demir ağlarla örüldüğünü gördük. Sivas’ın doğusunda yaşayanlar Atatürk sayesinde demiryolunu gördü.
Onun sayesinde barbar, kaba bir millet değil binlerce yıllık mazisi olan bir millet olduğumuzu öğrendik. Yüzyıllarca aşağılanan Türklüğümüzle gurur duyduk. Türk olduğumuzu hatırladık.
Onun sayesinde Üniversiteler gördük. Osmanlı zamanında Anadolu’da ırgatlık yapanların çocukları onun sayesinde bilim adamı oldu.
İşte bu yüzden o öldüğünde arkasından milyonlarca insan ağladı… Çocuklar ağladı… Gençler ağladı… Kadınlar ağladı… Yaşlılar ağladı…
Dile kolay 17 milyon insan Atatürk’ün arkasından ağladı. Çünkü kendisini kul olmaktan kurtaran, kendisini kucaklayan, insan gibi yaşamasını sağlayan, okuma yazma öğreten büyük insan öldü.
Soruyorum size Atatürk’e küfretmeyi marifet sayan karaktersizler, Türk milletinin Atatürk’ün arkasından döktüğü gözyaşların nedeni resmi tarih mi?
17 milyon insan resmi tarihle kandırıldığı için mi Atatürk’ün arkasından ağladı? Yüz binlerce insan Atatürk’ü son bir kez görmek için Dolmabahçe’ye akın etti. 11 kişi izdihamdan öldü. Bu ölümüne sevginin nedeni resmi tarih mi utanmaz arlanmazlar?
Cenazesi, İstanbul’dan Ankara’ya trenle giderken her durakta İnsanlar Atatürk’ü son kez görmek için bekliyordu. Bu büyük aşkın nedeni resmi tarih mi karaktersizler?
Kim bilir cenazesinin geçtiği yollardan yaşarken kaç kez geçti. Kim bilir onu son kez görmek için treni bekleyenler arasında ona sarılan kaç köylü vardı.
Bu aşkın nedeni resmi tarih mi işgalcilerin manevi torunları?
Eğer bugün Atatürk’e küfredebiliyorsanız bile onun sayesindedir.
Eğer bugün oy kullanabiliyorsanız, ananız bacınız oy kullanabiliyorsa Atatürk sayesindedir.
Eğer,  Süleyman Demirel Isparta’da bir çobanken bu ülkenin Cumhurbaşkanı olabilmişse onun sayesindedir.
Eğer Tansu Çiller, kadın olarak bu ülkenin Başbakan olabilmişse onun sayesindedir.
Eğer Mardin’in köyünden çıkan Aziz Sancar Nobel kazanmışsa onun sayesindedir.
Eğer kayıkçının oğlu, simitçilik yapan Tayyip Erdoğan bu ülkenin Cumhurbaşkanı olabilmişse onun sayesindedir.
Bu yüzden siz Atatürk’ü sevseniz ne olur? Sevmeseniz ne olur?
Türk milleti, Atatürk’ün nasıl kahraman olduğunu da sizlerin ne mal olduğunu da çok iyi biliyor. Merak etmeyin!
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest