Tarih

Kurtuluş Savaşını Vahdettin Başlattı Diyenlere Cevap

BU YAZIYA PUAN VER

misirogluna_makife_hakaret_davasi_geri_cekildi13412402180_h898267-horz-vert
Atatürk karşıtlarının en büyük iddialarından birisi de kurtuluş savaşını Vahdettin’in başlattığı iddiasıdır. Bunu da Atatürk’ü Samsun’a Vahdettin yollamıştır diyerek bir temele oturtmaya çalışırlar. Belgeleri de hazırdır. Samsun’a Padişah fermanıyla gitmiştir. Bunu yobaz ”Bak gör Atatürk’ü Vahdettin vatanı kurtarsın” diye yolladı diye yorumlar. Sadece bir fermana bakarak tarihi baştan yazmaya çalışan, kafasını yormayan adamların bu kadar basit yorumlar yapması doğaldır. Bir fermana bakıpta niyet okumak anca cahillerin yapabileceği bir yorumdur.Vahdettin Atatürk’ü Samsun’a yollamıştır fakat bunu vatanı kurtarsın diye mi yapmıştır bunu biraz sorgulayarak anlayabiliriz.
1- Eğer Vahdettin Atatürk’ü vatanı kurtarsın diye yollamış olsaydı bunun öncesinde bir hazırlığı olması gerekmez miydi? Atatürk’ün 13 Kasım 1918’de İstanbula gelmesiyle 16 Mayıs 1919 da Bandırma gemisiyle İstanbul’dan ayrılması arasında koskoca 6 ay var. Bu 6 ay içinde Atatürk ile Vahdettin 8 kez görüşüyor. Hiçbir görüşmede vatanın kurtuluşu hakkında konuşulmuş bir plan yok. Ne Atatürk ne de Vahdettin böyle bir plandan söz etmiyor. Aksine Vahdettin şu yorumda bulunmuştur:
Cihan harbinden önce babamdan miras kalmış olan İtilaf devletleri siyasetini kurtuluş dayanağı olarak kabul edenlerdendim.Kaderin eseri olan yenilgimizden sonra zafer neşesinde mağrur ve intikam alma hevesinde olan İngilizlerin zıddına hareket etmemek, Fransız ve İngilizleri gücendirmemek şeklinde uysal bir politikamız vardı (Şahbaba sayfa 46)
Vahdettin kafasındaki kurtuluş reçetesini açık açık yazmıştır. Biraz insan psikolojisinden anlayan birisi Vahdettin gibi birisinin bu yorumu yapmasını normal karşılar. Neden? Vahdettin hayatı boyunca saltanattan uzak Çengelköydeki köşkünde mütevazi bir hayat yaşamıştır. Şiirle, müzikle, hat sanatıyla ilgilenen bir kişiliktir ve bir gün padişah olacağını hiç düşünmemiştir çünkü Sultan Reşadtan sonra padişahlığın kendisine gelmesi için 2 şehzade daha vardır. İkisinin de üst üste ani ölümüyle Vahdettin kendisini bir anda veliaht şehzade olarak bulmuştur. Tahta da hiç beklemediği bir anda mondrostan 3 ay önce 4 Temmuz 1918’de çıkmıştır. Tahta çıktığında 57 yaşındadır.
Şimdi Vahdettin’i sade bir insan olarak ele alalım biraz empati kuralım 57 yaşına kadar hiç saltanatı düşünmemişsiniz piyangodan çıkar gibi tahta çıkmışsınız ( kendisi de bunu tahta çıkarken ifade etmiştir) ve tahta çıktığınızda savaş bitmiş zaten. Üstelik bu savaşın sorumluluları olan İttihatçılara düşmansınız. Yani yenilginin vicdan azabını da taşıyacak bir durumda değilsiniz. Siz Vahdettin’in yerinde olsaydınız ne yapardınız? 57 yaşına kadar dinginleşen ruhunuz bir anda harekete geçip yenilginin üzerine silaha mı sarılırdınız yoksa sizin vebaliniz olmayan bir savaşı daha fazla uzatmayıp durumu idare etmeye mi çalışırdınız. İşte Vahdettin’in yukardaki açıklaması aslında onun kişiliğinin ve psikolojisinin yansımasıdır. Bu karakterde bir adamdan savaşçı bir cengaver yaratmaya çalışmak ayıptır Vahdettin’in hayatını hiç bilmemektir.
2- Vahdettin ile Atatürk 6 ay boyunca vatanın kurtuluşuyla ilgili plan yapmadığına göre Vahdettin!in 15 Mayıs 1919’daki görüşmede ”paşa paşa vatanı kurtarabilirsin” cümlesini nasıl kurtuluş savaşını başlattı diye yorumlayabiliriz? Bu cümle yukarda kendi ifadesiyle belirttiği kurtulış reçetesi olarak gördüğü ”İngilizleri kızdırmama” siyasetine göre ”Git şu çeteleri sustur yoksa İngilizler her yeri işgal eder” anlamında söylemiş olamaz mı? Vahdettin’in açıklamalarına ve kişiliğine bakınca bu daha mantıklı geliyor. Ayrıca Vahdettin ile Atatürk arasında hiçbir ilişkl olmamasının bir kanıtı da Vahdettin’in bu görev için uygun kişilerin listesini istemesidir. Şayet böyle bir anlaşma veya işbirliği olsaydı ‘‘Bana derhal Mustafa Kemal Paşayı çağırın” demesi ve Atatürk’e de ”paşa vatanı kurtarabilirsin” demek yerine ”Paşa aylardır seninle planladığımız kurtuluş planını uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir” demesi gerekmez miydi?
Böyle bir durum söz konusu bile değil son görüşmelerindeki hava birbirinden haberi olmayan iki kişinin buluşması gibidir. Ayrıca ”Paşa Paşa vatanı kurtarabilirsin” sözünü anlatan da Atatürk’ün kendisidir. Eğer Atatürk Vahdettin ve Osmanlıyı Cumhuriyetten sonra hain ilan etmek isteseydi kendi ağzıyla bunu anlatır mıydı? Bu da Atatürk’ün Vahdettin’in o günkü konuşmasından ”vatanı kurtar” mesajı anlamadığının kanıtıdır.
Vahdettin’in kızı Sabiha Sultanın da babası hakkında yorumu Vahdettin’in kişiliğini anlamamıza yardımcı olacaktır. Sabiha Sultanın da babası hakkında yorumu şöyledir:
Babam, 40 yıl imparatorluğu idare eden ağabeyi ‘Sultan Abdülhamid’in İngiliz dostluğu, Fransız yakınlığı’ politikasını benimsemişti. Esasen çözülmüş ve zayıflamış olan imparatorluğu toparlayıp dağılmaktan kurtarmak için amcam Abdülhamid kendi tabiri ile ”Alinin külahını veliye velinin külahını Aliye giydirmekten canım çıktı.Öyle kurtardık adamlar yani ittihatçılar kimseye danışmadan hatta kendi aralarında bileistişare etmeden sanki yağma varmışta geç kalınacakmış gibi Balkan harbine ardından 1. Cihan harbine ve Alman dostluğuna kapılarak maceralara atıldılar ve bu hale getirdiler. Yazık değil mi derdi.Babam da bu siyasetin devamı taraftarı idi. ve tahta çıktığı zaman iş işten geçmişti.İç siyasette harp sonrası huzur en çok düşündüğü husustu. DIŞ POLİTİKADA İSE ANCAK İNGİLİZLERLE İYİ MÜNASEBET KURARAK HARBİN AĞIR KAYIPLARINI TELAFİ EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORDU. (Şahbaba- Murat Bardakçı sayfa 15-16)
Bu açıklamayı yapan Vahdettin’in kızıdır. Bir insan babasına hain diyemeyeceğine göre Sabiha Sultan için babasının İngiliz siyaseti normaldir ki bunu açık yüreklilikle söylemiştir.Kızı bile babasının dik başlı savaşçı ruhlu bir adam olduğunu dürüstlükle ifade edip bunda utanılacak bir şey görmüyorken hala Vahdettinden kurtuluş savaşı kahramanı yaratmak boş bir çabadır. İnsanları olduğu gibi kabul etmeyip olduğundan başka biri gibi göstermek en başta o kişiye yapılmış bir hakarettir
3- Bir tezin doğruluğu antitezini çürütmekle mümkündür. O halde Vahdettin Atatürk’ü Samsun’a vatanı kurtarsın diye yolladı diyenlere şunu sormamız gerekiyor. Eğer İngilizler Vahdettin’e Karadenizdeki çeteleri sustur diye emir vermemiş olsaydı, İngilizler halinden memnun olsaydı Vahdettin Atatürk’ü nereye yollayacaktı? Burada önemli olan Vahdettin’in Atatürk’ü kendi iradesiyle yollayıp yollamadığıdır. Eğer kendi iradesiyle yollamış olsaydı 6 aydır Atatürk’ü nereye yollasam diye haritada yer mi aradı? Onu da geçtim böyle bir kurtuluş planı da yok. Hadi bunu da geçelim İngiliz izni olmadan Atatürk’ü nereye yollayacaktı? İngilizler bu adam nereye gidiyor dediğinde Amasya’dan elma getirsin diye yolladım mı diyecekti? Çok açık ve net ki Vahdettin İngilizlerin emriyle Atatürk’ü yollamıştır. Yani ortada seçilmiş bir görev falan yok. Atatürk olmasaydı da başka biri yollanacaktı. Çünkü İngilizler bunu istiyordu. Samsun görevi İngilizlerin dayatması olduğu halde Vahdettin sanki Atatürk’ü gizli yollamış gibi İngilizleri kandırdı demek çok komiktir. Hangi İngilizleri kandırmış? Bu emri veren İngiliz yüksek komiserliği zaten. Karadenizde isyan eden Türkler var bunları sustur demiş Vahdettin de kimi yollasam diye düşünmüş Atatürkte karar kılmıştır. Hani burada kurtuluş savaşı nerde? Kahramanlık nerede? İngilizleri kızdırmamak için eli mahkum Samsun’a bir müfettiş yollamak zorunda hisseden birisi nasıl vatanı kurtarmak için yollamış olabilir? Tamamen kendi iradesi dışında gelişen şartlara göre Atatürk’ü Samsun’a yollayan Vahdettin nasıl kahraman olabilir?
Tarih belgelerle konuşulur. Bir görev fermanına bakıp diğer şartları göz önünde bulundurmadan niyet okumak ayıptır. Bu Vahdettin’e ve Sabiha Sultan’a da yapılmış bir haksızlıktır. Onları yalancı durumuna düşürmektir. Evet Vahdettin Atatürk’ü yollamıştır fakat neden yolladığı hakkında bu kadar basit kesin hüküm vermek cahilliktir. Vahdettin için kurtuluş savaşının başlamasına vesile olmuştur denilebilir ama asla kurtuluş savaşını başlatmıştır denilemez. Atatürk ve silah arkadaşları Samsundan 6 ay önce daha Adana’dayken kurtuluşa karar vermişlerdir. Ali Fuat Cebesoy’un milli mücadele hatıraları kitabında şu ifadeleri dikkat çekicidir
“Vardığımız müşterek kanaat şu idi: İngilizler ve onu takiben diğer itilaf devletleri mütareke filan dinlemeyecekler, emrivakilerle memleketimizi işgal edecekler. Türk ordusunun hudut boylarındaki kısımlarını esir almaya kalkışacaklar veyahut bunları memleket içine sokulmak zorunda bırakılarak terhisini sağlayacaklardı. Vatanımızı her türlü müdafaa ve mukavemet vasıta ve imkânlarından mahrum bıraktıktan sonra arzularını zorla ve baskı ile kabul ettireceklerdi. Musul’un işgali ve İskenderun hadisesi ve nihayet İngiliz mütareke heyetinin yersiz talepleri bunun açık birer delili idi. Padişah kendi tahtını düşünecekti.Mustafa Kemal Paşa:‘Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar yolu göstermemiz ve bütün ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır’ dedi ve sonra aynı fikirde olup olmadığımı sordu.‘Aramızda tam bir mutabakat var Paşam’ cevabını verdim. Evet, artık millet kendi hakkını kendisi arayacaktı. Pek memnun oldular. En mühim vazifenin şimdi bana düştüğünü, çünkü bugünlerde İngilizlerin bir baskısı neticesi olarak Yıldırım Ordular Grubu ile muhtemelen 7. Ordu karargâhının lağvedileceğini (kaldırılacağını), bu takdirde benim 20. Kolordu’nun başında kalacağımı ve bu sayede ilk müdafaa tedbirlerimi alabileceğimi hatırlattı. İlk mukavemet (direniş) merkezini Kilikya’da kuracaktık. Aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktu.”
Bu görüşmeler de Vahdettin’in bilgisi dahilinde yapılmıştı herhalde. Kesin o emir vermiştir.Vahdettin olmasaydı da Atatürk ve silah arkadaşlarınının kurtuluş savaşını başllatacağı muhakkaktı. Çünkü bu insanlar herşeyden önce bir asker ve Osmanlı paşası. Hayatları cephede geçmiş insanlar. Böyle insanların kuzu kuzu oturabileceği düşünülebilir mi? Bu insanlar vatanı kurtarmak için 57 yıldır evinde musikiyle uğraşmış bir adamdan emir bekler mi? Savaş nedir haberi olmayan hayatı boyunca mütevazi bir yaşam süren bir adamın hayatı cephelerde geçmiş insanları kurtuluş savaşı için harekete geçirdiğini düşünmek hem akla mantığa aykırıdır hem ayıptır Ne diyelim tarihi gerçekler bu kadar açık ve net iken hala kediden aslan yaratmaya çalışıp Vahdettin kurtuluş savaşını başlattı diyenlere Allah akıl fikir versin
 
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest