İçki İçen Osmanlı Padişahları

Öncelikle niye bu konuyu seçtim, çünkü Atatürk dönemi gibi Osmanlı dönemiyle de alakalı bilmediğimiz veyahut yanlış bildiğimiz bir sürü konu var.
Örneğin bu tarz konularda insanlarımız genelde okumayıp dizilerden veya şarlatanlardan tarihini öğrendiği için osmanlı padişahlarını insani şeylerin dışında görmeye çalışıp adeta onlar içki içmez evliya gibidirler noktasına geliyor.
Mesela II. Abdülhamit Han için yere gusülsüz basmazdı gibi saçma sapan bir iddia var ama insanların inanıyor ve sosyal medya mecralarında dolaşıma sokuyorlar.
Şimdi bu yazım için muhtemelen bir sürü küfür ve hakaret işiteceğim ve hakaret edecekler muhtemelen yazıyı da okumayacaklar yazının en altına gelip yazıyı kim yazmış diye bakıp sövecekler ama bu konuda bir makale yazmam gerektiğini düşünüyordum ve şimdi yazıyorum.
Gerçekten osmanlı padişahları içki içmiş midir ?
El cevap evet bu konuda ki kaynağım osmanlı hanedanının son halifesi Abülmecid’tir.
Peki bu yazıma kaynak olarak aldığım abdülmecid efendiyi kısaca tanıtacak olursak;
Abdülmecid 1868 yılında İstanbul’da doğmuştur. Şehzadelik dönemini Sultan Abdülhamit döneminde geçirmiş ve o dönem şehzadelerin sancakta değil sarayda eğitim alması yönündeki kanun nedeniyle sarayda eğitim almış resim alanında başarılı olmuş Sultan Vahdettin dönemine veliaht ilan edilmiş ama saltanatın kaldırılışıyla meclis tarafından halife seçilmiş Osmanlı’nın son halifesidir.
Ne diyor peki son halife abdülmecid risalesinde bu konuyla alakalı diye bakacak olursak;
‘’Osmanlı Devleti’nin çöküşüne sebep olan dertlerin başında, içki gelir. İçki, dinen de yasaklanmıştır haramdır. Halife çocuğu olan şehzadeler bunu asla unutamazlar ve unuttukları taktirde hem ilahi emirlere karşı gelmiş, hem de millete ve Osmanlı Hanedanı’na verilmiş olan hilafet ile saltanata ihanet etmiş olurlar. İçki içenlerin hilafette ve saltanatta hiçbir hakları yoktur.’’ [1] (Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
Şimdi sırayla içki içen padişahları yazmaya ve onların hayatıyla alakalı kısa bilgiler vermeye başlayayım – yazımın ana unsurunu oluşturan konuya geçeyim – .
II. BAYEZİD
Fatih Sultan Mehmet’in oğlu. Fatih’ten sonra tahta geçmiştir. Fatih bilime ve bilgiye çok meraklı olduğu için oğlunu da iyi yetiştirmiştir dönemin en iyi hocalarından ders aldırmıştır. Bunun sonucunda Bayezıd bir çok dile hakim olmuş ve çok iyi şiirler yazmıştır. Babası gibi kudretli bir padişah değildi zira tahtı oğluna bırakmak zorunda kaldı. Halk arasında sofu olarak ta bilinirdi. Lakin Abdülmecid’in yazdıkları bize gösterdi ki gerçek tam olarak öyle değil.
Abdülmecid ‘’ Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri’nin oğlu olan İkinci Beyazid, pederinin heybetine ve büyüklüğüne sahip olmaktan mahrumdu. Ne babasından kendisine kalan büyük devleti idare edebildi, ne de İslam aleminin çöküşüne, mesela o zaman İspanya’da yıkılan Emevi Devleti’nin felaketine ve Avrupalıların Müslümanları işkencelerle katletmelerine çare bulup ses çıkartabildi. En nihayet millete karşı vazifelerini yerine getirememesi ve içkiye olan düşkünlüğü yüzünden devletin geleceğinin büyük bir felaket ile karşı karşıya bulunduğunu gören oğlu Yavuz Sultan Selim’in şiddetli müdahalesiyle ezilip bertaraf oldu. Felaketinin başlıca sebebi, içmesiydi.’’ [2] ( Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
II. SELİM
Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu. Kanuni ölmeden verdiği kararla büyük oğlu Mustafa ve Beyazıd’ı idam ettirip tahta tek namzet olarak onu bırakmıştır. Buna rağmen iyi eğitim almış bir şehzade olarak yetişmiştir. Halk arasında özellikle -Muhteşem Yüzyıl dizisiyle – ayyaş selim olarak bilinirdi. Onun dönemi için Sokullu Mehmet Paşa döneminin başlangıcı da diyebiliriz. Birçok yer fetih edilmiştir lakin Osmanlı donanması onun döneminde yakılmıştır. İki büyük projeyi hayata geçirmesi için Sokullu’ya çok destek olmuştur ve iyi bir şairdir.
Abdülmecid, ‘’ Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük bir padişahın yegane hatası, akıl evladı Şehzade Mustafa’yı feda ederek devletin idaresini İkinci Selim gibi sefih bir serhoşa bırakmasıydı ki bu işte yükselmenin sona ermesi böyle başlar. O zamana kadar mağlubiyet bilmeyen Osmanlılar’ın Haçlı donanmasına yenilmeleri üzerine bütün Avrupa’da ilk şenliklerin yapılması, İkinci Selim zamanındadır. İkinci Selim, Kıbrıs şarabı ile serhoş olan ve hiçbir işe yaramayan başını eski sarayda hamam mermerlerine çarparak parçalamış ve bu suretle layık olduğu manevi cezayı görerek vücudunu dünyadan kaldırmıştı. Artık bundan sonra sefahat, işret, şehvet ve israf devri başlamış; felaket yollarına doğru büyük adımlar atılmıştı. Uğranan her çeşit bela fedakar millete yüklenmiş, refah ve saadet uzaklaşmış ve arada bir yüzünü göstermiş ise de, akşam güneşi gibi hemen batıp gitmiştir.’’ [3] ( Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013 )
IV. MURAD
Babası I. Ahmettir. Abisi Genç Osman tahta geçtikten sonra yapmak istedikleri icraatler yüzünden öldürülünce çok sert mizaçlı bir şehzade olarak yetiştirmiştir kendini. Yine abisi ölünce çok küçük yaşta tahta o geçmiştir özellikle o dönemler Kösem Sultan devri olarak bilinir lakin büyüdükçe iktidarı eline alan ve iktidarına kimsenin gölgesini düşürmeyen IV. Murad döneminin en büyük mareşali olmuştur. Hem Anadolu’daki isyanları bastırmıştır hem de Bağdat’ı fethi etmiştir. Bağdat – Bağdat’ın fethi tabi bu durumdan çok daha ayrı ve önemlidir – ve diğer seferleri özellikle Padişah’ın askerin başında tekrar sefere çıkması açısından önemlidir. – Özellikle güç ve yasaklar dönemi olarak niteleyebiliriz onun dönemini- .
Abdülmecid, ‘’ Hakikaten en büyük padişahlarımız arasında sayılmak yeteneğine sahipti ve mertliği ile Osmanlılar’ı hayrette bırakmıştı. Fazilet sahibi idi, eski pehlivanların kaldıramadıkları demirlere ve gürzlere başka halkalar ilave ettirir ve bunları kaldırarak hünerini icra ederdi. Bağdat ve İran seferlerine çıkan iktidar sahibi bu padişah, geleceğin en büyük hükümdarı olmaya namzetken içtiği rakının kurbanı olmuş; devletin talihini ve geleceğini İbrahim gibi akıl noksanı ve anlayıştan mahrum bir şahsa terk ederek dünyadan çekilmişti. [4] (Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
II. MAHMUD
Babası I. Abdülhamittir. Osmanlı’nın düştüğü durumlardan kurtulmaya çalıştığı ilk dönem diyebiliriz. Osmanlı’nın en yenilikçi padişahıdır kendisi. Kendisinden sonra gelenler devleti eski gücüne döndürebilmek için eskiye yönelmiştir ama o tam tersini yapıp yeniye ve yeniliğe yönelmiştir. Şapkadan kılık kıyafete resimlere kadar birçok şeyi değiştirmiştir. Yeni bir ordu yaratmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Kendisinin döneminde çok sayıda isyan olmuştur tarihçilerin genel olarak tenkit ettikleri tek nokta Ruslar bu kadar üzerine gelirken kendisine isyan eden Kavalalı Mehmed Ali Paşa’yı yanına çekememesidir.
Abdülmecid, ’’ İkinci Mahmud dönemi tarihimizin incelemeye en fazla layık devirlerinden biri. Osmanlı devletini geçmişten alıp parlak bir şekilde geleceğe nakleden azimli bir padişah idi. Genç yaşında üzerine aldığı vazifeler o kadar önemli ve o kadar da zor idi ki , geçmişten gelen dertlerin altında eziliyordu. Böyle zor bir zamanda üstlendiği görevi yerine getirebilmesi için gereken azmin, ilmin ve irfanın yanında büyük bir cesarete de sahipti. Bu sayede bazı hatalarına rağmen devletin yeniden ayağa kaldırılması için yerine getirmeye muvaffak oldu ama ne çare ki eserini henüz tamamlayamadan henüz genç sayılabilecek bir yaşta vefat etti. Sultan mahmud’un yaptığı işleri yarım bırakmasının sebebi ne idi? İşte araştırdığımız mesele budur. Başlattığı inkılap, kuvvetten düşmüş olan devleti her türlü zorlukla karşı karşıya bırakmıştı. İç sıkıntılar, Rusya meselesi, devletin bir vilayeti olan Mısır’ın Mehmed Ali Paşa vasıtası ile bağımsızlığını kazanıp muazzam ve şevket sahibi Osmanlılar’ı mağlup etmesi, İkinci Mahmud Hazretlerini sıkıntıya sokmaya kafi idi. Mısır’da kendisine karşı isyan eden mehmed ali paşa’ya ‘’ Aradığım adam sen imişsin , gel burada benimle çalış, Osmanlı’yı ihya edelim’’ diyeceği yerde paşa’yı gıyabında idama mahkum etmekle başına büyük dert açmış, bu gibi dertler az imiş gibi çelik gibi vücudunu tahrip etmek için de bir de içkiye müptela olmuş, 55 yaşında tam tecrübeye sahip olmuş ve iş görüp eserini tamamlayacağı sırada üzüntüler içine gözlerini kapatmış idi. Son sözü ‘’Ah kahpe İngiliz, en nihayet eserimi tamamlayamadan benim de canıma kıydın’’ olmuştu.’’ [5] [Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
- ABDÜLMECİD
Babası II.Mahmud’tur. Kendisi çok iyi eğitim almış bir Sultandır. Tanzimat Fermanı olarakta bilinen Gülhane Hattu Hümayunu onun devrinde okundu. Gayrimüslimlere daha fazla haklar tanındı. Savaş ve başarı anlamında çok iyi bir dönem geçirdi. Babasını zorlayan Rusları bozguna uğrattı.
Abdülmecid, ‘’Saltanata, devletin en buhranlı zamanında gelmişti. Pederinin kendisine bıraktığı mühim ama tamamlanmamış vazifeyi üzerine alarak aynı siyaseti büyük bir iktidarla devam ettirdi. Tanzimat’ı cihana ilan ederek bütün devletlerin itimadını kazandı. Osmanlı İmparatorluğu’nu Avrupa devletleri arasına kattı, Kırım savaşını da kazandı ve memleketine büyük hizmetler etti. Ama binlerce defa yazıklar olsun ki, babasından devraldığı işleri bitirebilmek için daha pek çok çalışması lazım iken o da içkiye müptela oldu ve bu yüzden vefat etti. [6] (Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
V. MURAD, II. ABDÜLHAMİT, I. REŞAD , VAHDETTİN
Bu 4 padişah içinse Abdülmecid, ‘’Bunların hepsi ard arda tahta geçerek Avusturya sınırından Basra Körfezine uzanan koskoca bir devletin çöküşünün sebebi oldular. Ben, bu dört hükümdarı, tarihin vereceği en şiddetli hükme bırakmak istiyorum. ‘’ [7] (Akt; Bardakçı, Osmanlıyı dedelerimin içkisi yıktı, 2013)
Burada Bardakçı yer vermiyor ama II.Abdülhamit’in ve Vahdettin’in İçki kullandıklarını biliyoruz yine bu kaynak bardakçı’nın yaptığı bir televizyon programıdır. Ertuğrul Osmanoğlu Abdülhamit için ‘’İçki yani, içkici değildi, akşamcı değildi arada sırada bir rom içerdi, babama söylerdi Kuran’a bak orada bahsi geçen şarap diyor şekerli sudan hiçbir bahis geçmiyor derdi.’’[8]
Yine Bardakçı’nın yaptığı bir diğer programda Orhan OSMANOĞLU’nun ona anlattığını şu şekilde aktarmış ‘’ Biz çocukluğumuzda işimiz gücümüz yoktu doğru düzgün tahsilimiz de yoktu Enver Paşa bizim bu halimizi gördü ve bir şehzade mektebi kurdu 7 – 14 yaşları arasındaki şehzadeleri oraya gönderdi bize öğretilen burada üç dedenize benzemeyindi ; 4. Murad, Yavuz Selim , 2. Murad dediniz.’’ demişti ama kayıt edilmeyi çok sevmezdi kayıt altına alamadım.[9]
Makalemde kullandığım kaynaklardan da anlayacağınız üzere – tetkikte yapabilirsiniz- ismi geçen osmanlı padişahları içki içerdi bahsedildiği gibi onlar evliya değildi. Fatihle alakalıda İlber ORTAYLI’nın ve birçok tarihçinin şehzadeyken içerdi iddiası var ama ben net olarak bilmediğim için o konuya hiç girmedim.
KAYNAKÇA
İlber ORTAYLI, (2016), ‘’PADİŞAHLARIN BİR GÜNÜ’’, KAFA DERGİSİ
İnternet Kaynakları;
Murat BARDAKÇI, (2013), (1-7), ‘’OSMANLIYI DEDELERİMİN İÇKİSİ YIKTI’’, https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/841641-osmanliyi-dedelerimin-ickisi-yikti,
Ertuğrul OSMANOĞLU, (8), ‘’ABDÜLHAMİT ROM İÇERDİ’’ https://www.youtube.com/watch?v=-qrHw1M1gKA
Orhan OSMANOĞLU, (9), ‘’ÜÇ DEDENİZE BENZEMEYİN’’ https://www.youtube.com/watch?v=DqHOD8ttCRE
Burak GÖRE
Yorum yazabilmek için oturum açmanız gerekir.