Siyaset

Osmanlıcı Zihniyetin Abdülhamid İstismarı

BU YAZIYA PUAN VER


AKP döneminde en çok istismar edilen değerlerimizin başında tarihimiz gelmektedir. 15 yıllık iktidarları boyunca tarihi, kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda yazmaya çalışıp topluma yeni, uydurma bir tarih dayattılar.
Bu dayatma son yıllarda TV dizileriyle yapılıyor.  Algı operasyonuna Diriliş Ertuğrul dizisiyle başladılar. Dizinin tarihi gerçeklerle zerre kadar alakası yok. Hatta dizide şu an hangi dönem anlatılıyor o bile belli değil… Tamamen uydurma bir anlatım ve en vahimi dizide Ertuğrul dışında tüm Türk boylarını hain gösterecek kadar milli şuur fakiri bir bakış açısı var. Diziyi izleyince sanırsınız ki Türk tarihinde sadece Ertuğrul Türk, diğer Türk boylarının hepsi Bizans ya da Ermeni soyu.
Diriliş ile başlayan iktidara hizmet eden tarih dizilerine şimdi bir yenisi daha eklendi. İsmi Payitaht Abdülhamid… Tam referandum döneminde Abdülhamid’in tek adamlığına geri dönüş projesi milletin önüne sunulmuşken böyle bir dizinin başlaması da çok manidar.
Aslında Ertuğrul dizisine bakınca Abdülhamid dizisinin nasıl olacağını tahmin etmek hiçte zor değil.  Yine uydurma bir tarih anlatacakları belliydi ama daha dizinin ilk bölümünde saçmalamada zirveye çıkacaklarını beklemiyordum
Dizinin daha ilk bölümünde Sultan Abdülhamid’in İngiliz elçisini tokatladığını canlandırarak gelecek bölümlerde nasıl saçmalayacaklarını gösterdiler.
Sultan Abdülhamid ne zaman bir elçiyi tokatlamış? Hem de saltanatı boyunca ismini duyduğunda bile tüyleri diken diken olan İngiliz elçisini tokatlamış öyle mi?
Geçmişte de Theodor Herzl’i tokatladığı uydurması vardı. Güya Herzl, Abdülhamid ile görüşüp Filistin’den toprak istemiş. Abdülhamid’te ”Yürü git! Yok, sana toprak moprak” diyerek tokadı çakmış
Yıllarca bu saçmalığı anlattılar. Ta ki Abdülhamid dönemi hakkında en iyi Osmanlı tarihçilerinden biri olan Prof. Dr. Vahdettin Engin hoca Pazarlık kitabını yazana kadar… Herzl konusunu tüm ayrıntılarıyla açıklayan bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Herzl yalanı çökünce şimdi de İngiliz elçisini tokatlama yalanını uydurdular. Bu gidişle Abdülhamid’in dizide tokatlamadığı elçi kalmayacak. Gelene gidene Osmanlı tokadını çakıp huzurundan kovar. Cahil kesim de bu uydurma sahnelerle coştukça coşar.
Birincisi Abdülhamid, öyle sizin anlatmaya çalıştığınız gibi önüne gelene ayar veren, kabadayılık yapan, kızınca tokadı çakan bir padişah değildi. Tam aksine saltanatı boyunca her zaman büyük devletlerle ters düşmemeye çalışmış, çoğu zaman onların istediği şekilde davranmıştır.
Böyle davrandığı için tarihçiler, Abdülhamid’i siyasi deha olarak anlatırlar. Çünkü 33 yıl boyunca hiçbir emperyalist devleti tamamen karşısına alıp düşman etmemiştir. Hepsini uysal politikalarla idare etmiştir.
Ancak size göre Abdülhamid, İngiliz elçisine tokat atacak kadar delirmiş, aklını kaybetmiş meczubun teki. Böyle bir sahne en başta Abdülhamid’in zekâsına hakarettir ama size göre bu sahne Abdülhamid’i yücelten bir sahne.
Lafa gelince Abdülhamid’in zekâsı hakkında methiyeler düzenler size soruyorum. Dünyanın en güçlü devleti olan İngiltere elçisini tokatlamak zeki bir davranış mıdır? Abdülhamid böyle bir şey yapmış olsaydı İngiltere nasıl bedel ödetirdi biliyor musunuz?
Biraz akıl, biraz mantık, biraz bilgi, biraz vicdan kardeşim… Kimseyi olduğundan fazla göstermeye hakkınız yok.
Evet, Abdülhamid çok zeki bir padişahtı. Diplomasi konusunda başarılıydı
Evet, Abdülhamid, bugünkü Modern Türkiye’nin ilk temellerini atmış, onun döneminde açılan okullardan yetişen Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti ilan etmiştir.
Evet, Abdülhamid kızıl sultan değildi. İdam cezalarının çoğunu sürgüne çevirmiştir.
Evet, Abdülhamid dinine bağlı bir padişahtı ama batı kültürüne de karşı değildi. Batı müziğini sever, batılı gibi giyinirdi. Polisiye romanları severdi
Ancak şu gerçekler de göz ardı edilmemelidir.
Osmanlı en geniş toprak kayıplarını Abdülhamid döneminde yaşadı. Hatta 1897 yılında kazandığı Yunan savaşını bile masada kaybetti.
Türk demokrasisinin gelişimi Abdülhamid yüzünden 33 sene durmuştur. Tam 33 yıl özgürlükler kısıtlanmış, devlet tam mutlakıyetle yönetilmiştir.
Tarihte her şahsın artısı ve eksisi vardır ve tarihçilerin görevi tarihi şahsiyetleri her açıdan, objektif bakış açısıyla anlatmaktır. Bir kişiyi olduğundan fazla abartmak, yapmadığı icraatları yüklemek en başta o kişiye yapılmış bir hakarettir.
Şu yaptığınız saçmalığı sultan Abdülhamid mezarından kalkıp görse ”Ben böyle bir şey yapacak kadar salak mıyım” diyerek sizi döverdi.
Sonuç olarak Abdülhamid ne Kızıl sultandı, ne de ismini duyunca dünyanın ödü koptuğu çok güçlü bir sultandı. O sadece yıkılmanın eşiğinde olan bir imparatorluğu yaşatmaya çalışmak için çırpınan bir padişah, gücüyle, zekâsıyla, karakteriyle de son İmparatordu
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest