Genel

Barış Manço'nun Sanat Yaşamı ve Kişiliği

5/5 - (1 Beğeni)

1111
Sene 1943… 2. Dünya savaşının en ateşli geçtiği yıllar… Dünyanın her yerinde kan, göz yaşı hakim… Türkiye de savaşa girmediği halde sıkıntı içinde. Ekmeğin karneyle dağıtıldığı günlerde 2 Ocak 1943 tarihinde  Devlet Konservatuarı Türk Sanat müziği hocalarından Rikkat Uyanık ile Hakkı Manço çiftinin ikinci çocukları dünyaya geldi İsmini savaşa inat Barış koydular.  Mehmet Barış Manço…
Manço ailesi Fatih döneminde Konya’dan Selanik’e göç ettirilen Konyarlar Yörüklerinden…Konyarlar aynı zamanda Atatürk’ün de anne tarafından soyu. Yani aile Atatürk ile aynı soya mensup. 1. Dünya savaşı sırasında tüm Balkan Türkleri gibi Selanik’ten İstanbul’a göç etti ve Barış Manço İstanbul’da dünyaya geldi.
Barış, 3 yaşına geldiğinde Manço çifti boşandı ve Barış için babasıyla beraber yaşadı. Önce Cihangir, sonra Üsküdar, Kadıköy, Kısa bir süre Ankara ve tekrar İstanbul…
1957 yılında Galatasaray lisesinde okurken tıpkı annesi gibi müzikle ilgilenmeye başlayan Barış Manço, ilk müzik grubu olan ”kafadarlar” grubunu da bu yıllarda kurdu. Grup genellikle yabancı rock’n roll şarkılarını seslendirirken Barış Manço da ilk yabancı bestesini yapmıştır. Şarkının adı Dream Girl… Ve kafadarlar grubuyla Ankarada girdiği bir yarışmada ilk ödülünü almıştır. Bu ödül başarılarla dolu hayatındaki ilk müzik ödülüdür
Yıllar sonra kendisiyle yapılan bir röportajda müziğe nasıl başladığını, kafadarlar grubunu nasıl kurduğunu şöyle anlatmıştır :
“Müzikle ilgim orta okul son sınıfta başladı. O sene, benim müzikten ikmale kaldığım senedir aynı zamanda. Orta okul son sınıftayken, sınıf arkadaşlarımla bir grup kurmuştum Barış Manço ve Kafadarları diye. Okulun düzenlediği gecelerde sahne alıp şarkı söylemeye başladık. Bahsettiğim dönem 1958 yılına tekabül ediyor; yani tam snobluk dönemlerimiz. O günlerde gündemde ne varsa onu çaldık, onu söyledik…”
muzikgruplari-kafadarlar
Barış Manço ve Kafadarlar
Kafadarlar grubunun dağılmasından sonra ”Harmoniler” grubunu kuran Barış Manço, ilk konserini de 1959 yılında Galatasaray lisesinin konferans salonunda vermiştir. Aynı yıl babasının vefatı üzerine Galatasaray lisesinden ayrılarak lise eğitimini Şişli Terakki lisesinde tamamlamıştır.
muzikgruplari-harmoniler
Barış Manço ve Harmoniler
Liseden mezun olduktan sonra 1962 yılında Harmoniler grubuyla Grafson plak şirketinden ilk 45 liğini yayınladı. Grup, 3 tane 45 lik plak yaptı. İsimleri Twistin Usa / The Jet ile Do The The Twist / Let’s Twist Again ve Çıt Çıt Twist / Dream Girl… Grup 1963 yılında dağıldıktan sonra Barış Manço için yurtdışındaki müzik hayatı başladı. İlk durak Belçika…
Belçika’ya gitmeden önce Paris’e giden Barış Manço, Henri Salvador ile tanışmıştır. Ancak, Salvador, Barış Manço’nun dış görünüşünü, kilosunu yeterli bulmaz. Bunun üzerine abisi Savaş Manço’nun yaşadığı Belçika’ya giden Barış Manço, bir yandan Belçika Kraliyet akademisinde resim, grafik, iç mimarlık eğitimi alırken, bir yandan garsonluk yaparak geçimini sağlamıştır.
1964 yılında Belçika’da Rigolo plak şirketinden 4 şarkılık iki Fransızca albüm çıkaran Barış Manço çok kısa bir süre sonra plaklarının başarısı nedeniyle Fransız radyosunda yayınlanan “Salut les copins” isimli pop müzik programına konuk oldu. Bu sadece bir başlangıçtı. Çok değil 1 yıl sonra hem Barış Manço, hem de Türk müzik tarihi için bir ilk gerçekleşecektir.
Tarih 12 Ocak 1965.. Dünyanın en önemli konser salonlarından biri Olympia… Sahnede bembeyaz kıyafetler içinde uzun saçlı bir Türk… Bu Türk’ün ismi Barış Mançoydu. Böylece ilk kez bir Türk şarkıcısı dünyanın en önemli sanatçılarının sahne aldığı Olympia’da konser veriyordu.
2222
1
Barış Manço Olympia konseri
Konser sonrası ilk tebrik edenlerden biri 2 yıl önce dış görünüşünü sahne için yeterli bulmayan Henry Salvador’du. Olympia konseri öncesi Salvador ile görüşen Manço, bu konser için 1 ayda tam 20 kilo vermiştir.
Olympia konseri Barış Manço için bir dönüm noktası oldu. Artık o Avrupa’nın ismini duyduğu bir Türk’tü ve bu konser dünyadaki şöhreti açısından bir başlangıçtı. Gün gelecek dünyanın en önde gelen ülkelerinden ödüller alacak, Japonya gibi dünyanın en uzak ülkelerinde konserler verecek, ismini Uzak doğu’ya kadar duyuracaktı.
Olympia konseri sırasında Belçikalı bir rock grubuyla tanıştı. ”Vahşi kedi’‘ anlamına gelen ”Les mistigris”. Grupla birlikte Avrupa’nın bir çok ülkesinde konserler verdi. Almanya, Belçika, Çekoslavakya, İsveç, Belçika, Fransa… Ancak  bir Fransız müzisyenin, Fransızca aksanını beğenmediği için şarkılarını yasaklaması sonrası Avrupa kariyerine son vererek Türkiye’ye döndü
1
1968 yılında Les mistigris grubuyla Türkiye’ye döndü ama grup kısa süre sonra vize sorunları nedeniyle dağıldı. Ertesi yıl kaygısızlar grubunu kurarak müzik hayatına devam etti. Grubun diğer üyeleri çok tanıdık isimler : Mazhar Alanson ve Fuat Güner. Yani MFÖ nün Mazhar ve Fuat’ı.
1970 yılında ”Dağlar Dağlar” şarkısıyla büyük patlama yaptı. 700 bin üzerinde satılan Dağlar Dağlar şarkısı ile Platin plak ödülünü kazandı. Artık o yabancı şarkılarla batı müziği yapan bir şarkıcı değil, doğuyla batıyı sentezlemeyi başaran bir sanatçıydı.
1972 yılında o yıllarda Anadolu Rock tarzıyla fırtınalar estiren Moğollar grubuyla birleşme kararı aldı ve unutulmaz şarkıları arasında yer alacak olan  “İşte Hendek İşte Deve”, “Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle” ve “Binboğanın Kızı” şarkılarını birlikte çıkardılar. Barış Manço Moğollarla neden birleştiğini şöyle anlatmıştır:
“Artık biz bir bütünüz. Ne ben Moğollar’ın şarkıcısıyım, ne de onlar benim grubum. Yepyeni bir grup olduk. Adımız MançoMongol. Kafaca anlaşan, aynı fikir seviyesine gelmiş olan bizler, yaptıklarımızın daha iyi olması için, sesimizi bütün Dünya’ya kuvvetlice duyurabilmek için, başbaşa vermenin zamanı geldiğini anladık.” (Hulûsi Tunca – Barış Manço: Uzun Saçlı Dev Adam, “O” Bir Masaldı, Epsilon Yayıncılık 2005 s.30)
11
Hey dergisi 14 Nisan 1971 s. 4
Her gerçek sanatçı gibi Barış Manço’da gericilikten payına düşeni aldı. 1972 yılında Moğollar ile çıktığı turnede uzun saçlı olduğu için ölüm tehditleri aldı ve arabasına bombalı saldırı düzenlendi. Ancak ölen ya da yaralanan olmadı. Hey koca topçu, kalk gidelim küheylan, şarkıları sağcı olarak algılanmasına neden oldu fakat o her zaman sağcı ya da solcu anılmaktan kaçındı. Öyle ki konserlerinde bozkurt işareti yapanlara ”Biz sadece sizin için gelmedik” dedikten sonra sol elini havada yumruk yaparak tepki göstermiştir.
122
Hey dergisi 21 Haziran 1972
1972 yılının Şubat ayında uzun yıllar beraber çalışacağı Kurtalan ekspres grubunu kurdu. Kısa bir süre sonra askerlik nedeniyle müzik hayatına kısa bir süre ara verdi. Askerlikten dönüşte bugün hepimizin bildiği Ben bilirim, nazar eyle, gamzedeyim deva bulmam gibi unutulmaz şarkılarını yaptı.
1976 yılında dünyaca ünlü müzik şirketi CBS ile anlaşarak ikinci kez Avrupa’da müzik hayatına devam etti. ”Baris Mancho” ismiyle çıkacak olan ve tamamen İngilizce şarkılardan oluşan albümün kayıtları Belçika’da yapıldı. Albüm Romanya ve bir kaç ülkede liste başı olsa da genel olarak büyük yankı yapmadı. Ertesi yıl aynı albüm, Türkiye’de ”Nick the chopper” ismiyle yayınlandı ve büyük beğeni topladı.
222222
1978 yılında Kurtalan ekpresle birlikte çıkardığı ”Yeni Bir Gün” albümü, Türkiye’deki müzik kariyeri açısından önemlidir. Çünkü Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Aynalı Kemer gibi hit şarkıları bu yıl besteledi. 1979’da Yeni  bir gün şarkısıyla Altın kelebek ödüllerinde yılın erkek sanatçısı ödülünü aldı.
1980 li yıllar Barış Manço için müzik hayatının altın dönemidir. Çünkü bugün severek dinlediğimiz bir çok şarkısı 1980 li yıllarda bestelenen şarkılarıdır.
1980 yılında Türkan Şoray’ın kardeşi Nazan Şoray’a ”hal hal” şarkısını verdi. Şarkıda ismi geçen ”Nazo Gelin” Nazan Şoray’dan başkası değildi. Ayrıca bu şarkı, Barış Manço’nun başkasına hediye ettiği ilk şarkıydı.
1981 yılında ”Sözüm meclisten dışarı” albümünü çıkardı. Bu albümün yeri başkadır. Çünkü 9 şarkıdan oluşan albümde sadece 3 şarkı denetleme kurulundan geçmiştir. “Arkadaşım Eşek”, “Şehrazat” ve “Dönence”... Bunun üzerine Barış Manço TRT ye başvurarak albümünün tekrar incelenmesini istemiş ve sonunda yasaklanan diğer şarkılara izin verilmiştir. Peki o şarkılar içinde hangi şarkılar vardır biliyor musunuz? Alla beni pulla beni, Ali yazar veli bozar ve en önemlisi Dağlar dağlar şarkısından sonra en unutulmaz ikinci şarkısı olan Gülpembe..
1983 yılında ”Estağfurullah.. Ne haddimize!.. ” albümünü çıkardı. Bu albümde de Halil İbrahim sofrası isimli şarkısı unutulmaz şarkıları arasındaki yerini aldı. Ayrıca ”kazma” isimli şarkısıyla Eurovision elemelerine katıldı ama seçilemedi.
1985 yılında ”24 ayar” albümünü çıkardı. Bu albümde de  “Dört Kapı” “Bugün Bayram”, “Söyle Zalim Sultan” ve “Gibi Gibi” şarkıları büyük beğeni topladı
1986 yılında ”Değmesin yağlı boya”, 1988 de Sahibinden İhtiyaçtan ve 1989 da Darısı Başınıza albümleriyle 1980 li yıllara damgasını vurdu. Bu albümlerde hit olan bazı şarkıları şunlardır : “Domates Biber Patlıcan”, “Kara Sevda”, “Can Bedenden Çıkmayınca ve “Nane Limon Kabuğu”, ”Süper Babaanne” ”Unutamadım”
1988 yılında müzik hayatının zirvesindeyken kimsenin yapmadığı bir ilke imza atarak TRT de Barış Manço ile 7 den 77 ye isimli programa başladı. Adam olacak çocuk programıyla çocukların Barış abisi oldu. Dönence programıyla dünyayı Türk milletine tanıttı. Bugün düşündüğümüzde çok ilginç gelen bir projeyi, o 1980 li yıllarda hem de kariyerinin zirvesindeyken başardı.
3333
8 Aralık 1991 de Tokyo’da Soka üniversitesi İkeda salonunda tarihe geçecek bir konser verdi. Soka Üniversitesi rektörü ve Soka Vakfı başkanı Daisaku İkeda dahil binlerce Japon, Barış Manço’nun şarkılarıyla coştu. Özellikle konserin son şarkısı olan Kara sevda şarkısıyla salon coşkudan yıkıldı. Bu konserden sonra tüm konserlerini Kara sevda şarkısıyla bitirdi.
11111
Japonya konserinde Soka Üniversitesi rektörü ve Soka Vakfı başkanı Daisaku İkeda ile birlikte 
1994 yılında siyasette ilk ve son kez olarak şansını denedi ve yerel seçimlerde Doğru yol partisinden Kadıköy belediyesi başkanlığına aday oldu. Ancak sağlık sorunlarından dolayı adaylıktan çekildi.
1995 yılında müsadenizle çocuklar albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı. Albüme ismini veren müsadenizle çocuklar şarkısına dönemin en ünlü pop şarkıcılarıyla birlikte bir klip çekti. Ayrıca 1995 yılında Japonya turnesine çıktı ve 1996 yılında turnedeki şarkıları ”Live in Japan” ismiyle piyasaya çıktı.
MU970481XX499_250
1111111
Barış Manço Japonya turnesinde 1995
1999 yılında müzik hayatının 40. yılı olması nedeniyle eski parçalarından oluşan bir albüm çıkarmaya karar verdi. Mançoloji ismini verdiği albümde en unutulmaz şarkılarını tekrar seslendirdi. Ancak yoğun çalışma temposuna kalbi dayanamadı 1 Şubat 1999 da gece yarısı geçirdiği kalp kriziyle hayata gözlerini yumdu. Cenazesine yüzbinlerce insan katıldı.
Barış Manço, doğuyla batıyı sentezlemeyi başarmış nadir sanatçılardan biriydi. Türk milletine, vatanına, tarihine sonuna kadar bağlıydı. Şarkılarında Türkçe’nin güzel kullanılmasına en çok dikkat eden sanatçılardan biriydi Örneğin 19 Ekim 1983 te gong dergisine verdiği röportajda Türkçeyle ilgili şu yorumu yapmıştır :
“Ben Türkçe’yi çok sevi­yorum ve onunla sevişiyorum. … Parasal kaygılarla “yeni Türkçe”ler gelişti. … Be­nim birinci kaygım bu. Her şeyin Türkçe söylenebileceğini biliyorum. En güzel kadına, en güzel Türkçe’yle ilân-ı aşk edebilirim. En güzel yaşlıya Türkçe’mle yaklaşabilirim. Çünkü en güzel onu bili­yorum. Şu anda dünyada Türkçe’yle se­vinen, Türkçe’yle üzülen 300 milyon in­san var. Benim amacım, çok iyi sevişti­ğim Türkçe’yle dünyada Türkçe’den tat alan, lezzet alan insanlara bu lezzeti ve tadı götürmek, hüzün götürmek, mutlu­luk götürmek, şakalaşmak, onlarla mu­habbet etmek, sohbet etmek. Benim derdim dille zaten…”
Barış Manço için yaptığı müzik, köklerini doğudan alan, batıya karşı doğulu kimliğini kabul ettiren milli bir müziktir. Bir röportajında yaptığı müziği şöyle tanımlamıştır :
“Benim yaptı­ğım âşık edebiyatının devamı, âşıklarla çok sıkı bağlarım var, onlardan esinleni­yorum. Firkâti, Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu ve sair. Onlarla benim aram­da pek fazla fark yok yaptığımız iş açı­sından” (Şüheda Nihan Yiğit – ’’Barış Man­ço’nun Âşık Edebiyatındaki Yeri.” Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Türk Halkbilimi Anabilim Dalı Mezuniyet Tezi. (Basılmamış) 1997 s. 52)
Dünyaca tanınmış bir sanatçı ve tüm albümleri rekor sayıda satılan olmasına rağmen ömrünün son yıllarda anlaşılamamaktan ve vefasızlıktan şikayetçidir. 1996 yılında Şüheda Nihan Yiğit ile yaptığı sohbette şöyle konuşmuştur :
“As­lında ben yaptıklarım konusundaki du­yarsızlıktan şikayetçiyim. Yaptığımdan kimsenin haberi yok! Benim hakkımda çalışma yapan sizin bölüm başkanınız (Umay Günay) var, bir de sen (Yi­ğit) varsın. Halk da anlamıyor. Karaca- oğlan der ki; ya da Pir Sultan Abdal der ki; denildiğinde anlaşılıyor, bir şeyler ifade ediyor; ancak Barış der ki; denil­diğinde pek bir şey ifade etmiyor. Neden böyle denildiği konusunda kimse düşün­müyor.”(Şüheda Nihan Yiğit – ’’Barış Man­ço’nun Âşık Edebiyatındaki Yeri.” Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Türk Halkbilimi Anabilim Dalı Mezuniyet Tezi. (Basılmamış) 1997 s. 50)
Bugün hala her yıl dönümünde milyonlarca insan onu hatırlıyorsa bu Barış Manço’nun sanatının ve kişiliğinin üstünlüğünden kaynaklanmaktadır. Barış’tan sonra kimse bu milleti ayırmadan bölmeden sahiplenmedi. Çünkü onun adı Barıştı. İsmi gibi yaşadı, ismi gibi aramızdan ayrıldı. Şu an en çok özlemini duyduğumuz şey Barış.. Barış’ı özlüyoruz
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest