Zaman Milli Birlik ve Kardeşlik Zamanı…

Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde yaşamadığı kadar sıkıntılı bir dönem yaşıyor. İç siyasette darbe teşebbüsü, PKK terörü gibi devletin güvenliğini tehdit eden problemlerle boğuşurken dış siyasette, Musul, Kerkük ve Suriye meseleleri var. Komşularımızla savaşın eşiğindeyiz.
Memleketin dört bir yanı PKK, IŞİD, El Nusra gibi emperyalizmin maşası terör örgütlerinin rahatlıkla eylem yaptığı alana dönmüş durumda…
Yönetimde milli irade O HAL ile askıya alındı. Ülke KHK lar ile yönetiliyor.
Bu kadar sıkıntılı bir dönemden geçerken devleti yönetenler her gün halkın karşısına çıkıp Başkanlık sistemini anlatıyor. Referandum için tarih bile veriyorlar.
Tartışmaları izlerken acaba ben başka bir ülkede yaşıyorum da haberim mi yok diye kendimden şüphe ediyorum.
3 ay önce darbe teşebbüsü yaşayan biz değil miydik?
7 Haziran’dan beri her gün şehit vermiyor muyuz?
Ülke genelinde şu an OHAL yok mu?
Suriye ve Irak ile savaşın eşiğinde değil miyiz?
Ben hayal mi görüyorum? Bu saydıklarımın hepsi yaşanmadı mı? Hala bu sorunları yaşamıyor muyuz?
Böyle bir dönemde Başkanlık sistemi konuşulması gereken bir mevzu mudur?
Ülke genelinde OHAL varken, yönetim normale dönmemişken Başkanlık sistemini tartışmanın kimseye faydası yok.
Yenikapı mitinginde hem iktidar hem muhalefetin milli mutabakat sözü verdiğini hatırlatmak istiyorum.
Devleti darbecilerden temizleyeceğiz. Toplumda yeniden barışı sağlayacağız dediler.
Zaman siyaset konuşacak zaman değil öncelikle devleti kurtarmak zorundayız dediler.
Verdiğiniz sözlere noldu? Hani zaman siyaset konuşacak zaman değildi? Hani öncelikle devletin bekası söz konusuydu?
Böyle bir dönemde başkanlık sistemini tartışmaya açmak halkı uyutmaktır. Memleketin gerçek sorunlarından uzaklaştırmaktır.
Halkın büyük bir çoğunluğunun hakkında zerre kadar fikir sahibi olmadığı bir sistemi referandumda halkın oyuna sunmak demokrasi değil sandık tiyatrosudur.
Halk neye oy verecek? Başkanlık sistemini halkın yüzde kaçı biliyor? Bugüne kadar Türk tipi başkanlık dediğiniz sistem hakkında millete ne anlattınız?
Söylediğiniz tek şey başkanlık gelirse devlet mekanizması hızlı çalışır. Koalisyon olmaz yönetimde istikrar olur.
14 yıldır yaptığınız ‘’Koalisyon kötüdür’’ propagandanızı bu kez başkanlık sistemi için yapıyorsunuz. Devlet hızlı yönetilir diyerek halkın algısını yönetiyorsunuz.
Tüm yetkiler tek kişinin elinde toplanırsa, iktidarı frenleyecek bir mekanizma olmazsa devlet tabii ki hızlı yönetilir. Osmanlı imparatorluğunda da devlet mekanizması hızlı çalışıyordu. En uzun süren dava 3 gün sürüyordu. Çünkü saltanat vardı. Her şey padişahın iki dudağının arasından çıkacak söze bağlıydı.
Mesele devlet mekanizmasının hızlı çalışması değildir. Bir devleti devlet yapan aklı başında kararlar almaktır. Hızlı karar almak marifet değildir. Önemli olan verilen kararların doğru olup olmadığıdır. Yoksa devletin kaderi bir kişinin eline bırakılırsa o milletin başına her türlü felaketin gelme olasılığı yüksektir.
Günümüzde hiçbir devletin kaderi tek bir kişinin alacağı kararlara bırakılamaz. Hele ki tarih boyunda devlet ebed müddet anlayışını benimsemiş Türk milleti için baki olan devlettir. Kişiler gelip geçicidir. Bu nedenle Türk devletinin kaderi asla bir kişinin eline bırakılamaz.
Atatürk bile kurduğu devlet için ‘’Bir gün naçiz bedenim toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’’ diyerek devletin baki olduğunu ifade etmişken bugün seçimle iktidara gelen politikacılara devletin kaderi terk edilemez.
Zaman bir kişinin hırslarını tatmin etme zamanı değil… Zaman aklı başında düşünüp milli birlik ve beraberliği savunma zamanı…
TIBBIYELİ HİKMET