Siyaset

Türkiye'de Başkanlık Sistemi Neden Olmaz?

BU YAZIYA PUAN VER
1
Meclis, hükümet, gazeteler, TV kanalları… Herkes Türk tipi başkanlığın nasıl olması gerektiğini konuşuyor ama kimse en başta sorulması gereken şu soruyu sormuyor.
Türk milletinin karakteri başkanlık sistemine uygun mudur?
Her toplumun karakterine uygun bir rejim modeli vardır ve bu yönetim şekilleri tarihi süreç içinde gelişip olgunlaşırlar
Bu nedenle bir ülkede başkanlık rejiminin sağlıklı uygulanabilmesi için öncelikle toplumun başkanlık sistemini uygulayabilecek özelliklere sahip olması gerekir.
Türk milletinde başkanlık sistemini yürütebilecek özellikler var mı? Kesinlikle YOK
Peki neden?
1876 yılında Kanun-i Esasinin kabul edilmesiyle 140 yıllık Parlamenter sistem geçmişimiz var.
Bu 140 yılın ilk 33 yılında meclis kapalı olmuş. Yani Parlamenter sisteme geçer geçmez meclis iradesine kilit vurulmuş.
Sultan Abdülhamid devrildikten sonra İttihat ve Terakki döneminde başlangıçta Hürriyet sloganları atılsa da Abdülhamid dönemini aratmayacak bir istibdat rejimi kurulmuş.
Cumhuriyet ilan edildikten sonra 27 yıl tek parti dönemi yaşanmış. Bu 27 yıl içinde 2 kez çok partili sisteme geçme denemesi yapılmış ama başarısız olunmuş.
Sonunda 1950 yılında Parlamenter sisteme geçişimizin 74. yılında çok partili sisteme geçmeyi başarmışız..
74 yıl görünüşte çok uzun gibi gözükse de bir rejimin sağlamlaşması için normal, hatta kısa bir süredir. Fransa’da devrimin başarılı olması için 100 yıldan uzun bir sürenin geçtiğini göz önünde bulundurursak 74 yılda çok partili demokrasiye geçmeyi başarmamız normal bir süredir.
Şu an 66 yıllık çok partili parlamenter demokrasi geçmişimiz var… Bu 66 yıl içinde 3  siyasetçi tek başına iktidara geldi.
Adnan Menderes, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan
Bu 3 politikacının ortak özelliği iktidarları boyunca antidemokratik uygulamaların zirveye çıkmasıdır. Her üçü de iktidarı boyunca güçlendikçe, güç zehirlenmesi yaşadılar
Çünkü politikacılarımız henüz demokrasiyi içselleştirebilmiş olgunluğa sahip değiller. Bu insanlar uzaydan gelip Başbakan, Cumhurbaşkanı olmadılar. İçimizden çıkan, Türk toplumunun yetiştirdiği insanlar…
Politikacılar, toplumun aynasıdır. Bir toplumun kültür, çağdaşlık, demokrasi bilincinin düzeyi ile seçtiği politikacının kültür, çağdaşlık, demokrasi bilinci arasında doğru orantı vardır. Eğer siyasette bir sorun varsa sorunun nedeni toplumda bir rahatsızlık olmasıdır. Toplumun eğitim düzeyi yükseltilmeden seçtiği politikacıların devleti yönetme yeteneklerinin artması mümkün değildir
O halde öncelikle şu soruyu sormamız gerekiyor.
Türk milleti demokrasiyi ne kadar biliyor? Kendimize demokratik bir toplum diyebilir miyiz?  Cevap: Kesinlikle HAYIR
Demokratik bir toplum olamadığımız için Menderes, Özal, Erdoğan gibi liderleri seçtik ve onlar da bize benzediği için zaman içinde güç zehirlenmesi yaşadılar. Halkın kendilerine verdiği yetkiyi, muhalifleri susturmak için kullandılar.
Tek parti iktidarlarında demokrasi sorunu yaşadığımızı göz önünde bulundurarak başkanlık sistemini değerlendirmeliyiz. Çünkü başkanlık demek ilelebet devlet yönetiminin tek kişinin iradesine bırakılması demektir. Koalisyon hükümeti ihtimalinin bile olmamasıdır.
Parlamenter sistemde bile tek başına iktidarlar döneminde büyük sorunlar yaşadıysak Başkanlık sisteminin Türkiye’deki tek sonucu diktatörlük olacaktır.
Başkanlık sistemi Türkiye’de neden diktatörlük yaratır?
En önemlisi Başkanlık sistemini uygulayacak demokrasi olgunluğuna sahip değiliz. Başkanlık sisteminin en önemli özelliği yasama, yürütme ve yargının birbirinden kalın çizgilerle ayrılmış olmasıdır.  Devleti oluşturan bu 3 organ hem kendi içlerinde bağımsız, hem de birbirlerini kontrol etme hakkına sahiptir. Bir denge kontrol mekanizması vardır.
Kısacası Başkanlık sisteminde, demokrasi çok ince bir ayara sahiptir. Bu ayarı biraz kaçırdığınız an doğacak sonuç diktatörlük olur.
Dünyada Başkanlık sisteminin sadece ABD de başarıyla uygulanması da başkanlık rejiminde demokrasi ayarının çok zor olduğunun kanıtıdır.
Peki neden sadece ABD de başarıyla uygulanıyor? Neden başkanlıkla yönetilen diğer latin Amerika ve Afrika ülkelerinde demokrasi yok?
Nedeni çok açık… ABD toplumu başkanlık sistemini yürütebilecek demokratik bir toplum…
Devleti yönetenler görev ve sorumluluklarının bilincinde…
Başkan, halkın kendisine verdiği yetkinin bir güç değil sorumluluk olduğunu biliyor.
Yasama, yürütme ve yargı kendi içlerinde bağımsız olmayı istediği her şeyi yapabilme özgürlüğü sanmıyor.
Her 3 organ denge – kontrol mekanizmasına sonuna kadar sadık kalıyor…
Kimse Başkana sen devletimizin başısın büyüğümüzsün diye önünde eğilip bükülmüyor.
Mesela Yüksek yargı, ABD başkanını istediği bir konuda çağırıp konu hakkında soru sorabiliyor.
Başkanın kanun dışı eylemlerde bulunduğu ispatlanırsa Senato gözünün yaşına bakmadan başkanı görevden alabilir
Biz yukarıda saydıklarımı başarabilecek karaktere sahip miyiz?
Kendi seçtiği vekillerin önünde eğilip saygıdan yerlere yatan, kendi seçtiği Cumhurbaşkanına canımız feda diyen bir toplum başkanlık sistemini taşıyabilecek demokratik olgunluğa sahip değildir.
Cumhurbaşkanını görünce cübbesinde ilikleyecek düğme arayan yargıçlar, Başkana karşı denge- kontrol mekanizmasını yürütemezler.
Cumhurbaşkanına ”O bizim reisimizdir” diyen vekillerden oluşan bir meclis, Başkandan bağımsız yasama görevini yürütemez.
Cumhurbaşkanı olduğu için her şeye karışma hakkını kendinde gören bir kişi, başkan olunca kendisine tanınan hareket serbestliğinin sınırları içinde kalamaz. Denge – kontrol mekanizmasını kabul etmez.
Hükümetin başkanlık tasarısı da nasıl bir sistem hayata geçireceklerini net şekilde ortaya koyuyor. AKP nin başkanlık sistemi tasarısında yasama ve yargı organları Başkanı denetleme hakkına sahip değil… Başkanın çıkaracağı kanunları meclis şu durumlarda iptal edebilir ya da yargı, başkanın şu konulardaki kararlarına itiraz edebilir gibi bir madde yok. Böyle bir madde olsa bile kanunu uygulayabilecek bağımsız bir yargı ve yasama yok
Demokrasinin en temel özelliği hiç kimsenin her istediğini yapma hakkına sahip olmamasıdır. Denetim dışında olan bir makam olamaz. Olursa onun adı demokrasi olmaz.
Herkes şapkasını önüne koyup düşünmek zorunda… Parlamenter sistemi bile 140 yıldır tam anlamıyla yürütemediğimiz halde, Başkanlık gibi parlamenter sistemden çok daha bir zor sisteme geçiş, Türkiye’nin demokrasi geçmişinin sıfırlanmasıdır. Daha kötüsü ise kör topal ilerleyen demokrasiyi boğmak ve diktatörlüğe geçişi kolaylaştırmaktır
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Barzani Referandum Yaparsa Türkiye Ne Yapabilir?
TIBBIYELİ HİKMET

Bir Cevap Yazın

Pin It on Pinterest